8 Aralık 2010 Çarşamba

düğüm düğüm!

hayat ince bir ip ya üzerinde yürüdügümz cambazlık yaparak.. öyle kı o ip düm duz bır ipten ibaret değil...
üzeri dügüm dügüm ve o dügümleri çözerek ılerlemek o kadar da kolay olmuyor..
hele dugumler sıklastıkca tokezlemek an meselesı.. hep cozdum tokezledım ama dusmedım ipimin uzerınden..
şimdi ise en buyuk dugumumle karsı karsıyayım uzerınden atlayamıyorum cözmeye de ne cesaretim var ne de yeterı kadar gucum.. cözmeye kalksam düsecekmısım gıbı dusecegım ve o  ip artık ayağmın altında degil bogazımda dugum olacak..
şimdi o dugumu cozecek guc yada bırını beklıyorum galıba..
düsünmeden yada o koca dugumu bosvererek yasamaya devam edebılır mıyım ki..
geri gitmeden ama ileriye gidemeyecegini bıle bıle ne kadr dusunmez ınsan..
ne olacak sımdı dıyemıyorum cevabından korkmuyorum cunku bılıyorum ama bu cevabı kndıme vermek benı urkutuyor..
simdi biraz dinginlık ıyıdır sanırım..
dınlenmenın sırası mı bılmıyorum ama guce ıhtıyac var o dugumu cozebılmek ıcın....

uzun bir yola cıkar gibi ama nereye gideceğini bılmeden... 

7 Aralık 2010 Salı

bilmiyorum!

kolumu kaldıracak mecalim yok ki..
aslında ne yazmak ıstıyorum ne duşunmek.. sadece uyumak ıstıyorum uyumak hıçç uyanmadan uyumak...
her seferınde her gun ama her gun artık duşunmeyeceğim dıyorum; hayatı duşunmeden yaşamaya çalışacağım.. yaşayacağım.. olmuyor işte sonunda hep başladığım yere gerı dönuyorum..
 düsunuyorum dusunuyorum olumsuz kotuler hazır olalıyım cunku dımı onlara kı karsılastıgımda buhrana ugramayayım.. pekş ya olumlu birşeyler olunca.. ne kadr guzel dıyebılıyor muyum hayır!
zaten olabıleceklerı bılıyordum az cok.. sevıncı yasayamadan ıcerde kaldı..

boss bombos.. dusunceler sen, o biz.. herkes hersey..
yonlendırmeye calıstıgım hayat aslında kendı kndıne hareket edıyor da bn kndımı kandırıyorum gıbı..
guclu rolu oynamak o kadar da kolay degılmıs ama herkes kendısıne bıcılen rolu oynamak zorunda bırakılıyor..

bilmiyorum!



started a search to no avail
a light that shines behind the veil trying to find it
and all around us everywhere
is all that we could ever share if only we could see it
believe there's true thoughts beyond me
life ever changing weaving destiny

and it feels like i'm flying above you
dream that i'm dying to find the truth
seems like your trying to bring me down
back down to earth back down to earth

layers of dust and yesterdays
shadows fading in the haze of what i couldn't say
and though i said my hands were tied
times have changed and now i find i'm free for the first time
feel so close to everything now
strange how life makes sense in time now

and it feels like i'm flying above you
dream that i'm dying to find the truth
seems like your trying to bring me down
back down to earth back down to earth
back down to earth back down to earth...

25 Ekim 2010 Pazartesi

'kurallar eskimişse ve hatta herkesin uyacağı kadar kolaysa onları değiştirmek gerekmez mi? '

uzun zamandr sadece düşünceler var boş dolu bilmiyorum ama yorucu....
hiç bir şeyden zevk alamayan, hiç 1 şeye kendını veremeyen , e bunun sonunda da hiç bir şey yapmak ıstemeyen bir hale geitrdiler malesef..
bu yuzden biraz kurallardan fedakarlık etmem gerektiğini değiştrmem gerektiğini düşünrken ;


'kurallar eskimişse ve hatta herkesin uyacağı kadar kolaysa onları değiştirmek gerekmez mi? ' dıye bir cümle fısıldandı kulağıma...
böyle söylemiş Fryderyk Chopin.. o müzik dehasıymış..
ben bu cümlesiyle tanıdım.. tam da hayat kurallarımla ilgili kndımı yorarken..
eskimişlere biraz renk katarak canlandırmaya çalışırken..
kurallarım basit değil ama herkes uygulamaya çalışıyor.. bn denedim olmadı şimdi başka iskeleti bozmadan yenilrini inşa etme zamanı..

sakin sakin yormadan yorulmadan dinlenerek.. eskilerden ders alarak yenilere yön vererek...
alternatif bir yolum olmadığı için hayata karşı yenı yolları deneme yanılmayla bulmaya çlışacağım..
sakin ve yavaş ki bilmediğim yolda uçurum riski kalksın...

yeni alınan kndi içinde realist kararlarla hayata merhaba demek istiyorum..
hevesi yok belki, blki umutta ufak ama 1az çaba deneyip göreceğim..
ve Fryderyk Chopin'i dinleyerek dinlenmeye koyulma vakti...

hayat devam ediyor kaldığı yerden.....

24 Ekim 2010 Pazar

soru!

yıkılmaz tabuları vardır herkesin hani beni bn yapan dedirtecek cinsten..
var ama peki bunlar hayatı ne kadar etkiliyor.. seni sen yapan yıkılmaz en üsttekilerin haricindekiler sana ne katabilir ki.. belki de daha çok zarar veriyor..
yeni zaman yeni kararlar yeni yıkılmaz kurallar.. yeni ama biri yıkılırken öteki geliyor sanki şimdiden hissedebiliyorum. sonra bir yenisi bir yenisi daha..
nereye kadar gidebilir ki böyle.. bir şeyi atlatmalıyım derken kendime yeni şans vermeliyim derken yeni bir kural giriyorsa işin içine ne kadr sıyrılabılırsın ki..
hayat mı yoruyor yoksa biz mi kendımızı yoruyoruz.. soruları bazen kndıme değil hayata yöenltmeliyim galiba..

23 Ekim 2010 Cumartesi

çizgilerin ardında kalan!

çizgiler hep yormasını başardı yüzdeki tebessümü de kalpteki çocuğu da... bir çocuktan inatla 1şey istemek ne kadr zordur dimii.. ben hergün susmaması için ona yalvardım o hep sustu.. susmak ne demek ?
bilen var mı...
hayat a karşı susmak, yaşama karşı susmak nasıl birşey ?
tozlu camların arkasından dışarıdakı çocuklara bakmak gibi, kar yağarken cıvıldayan çocuklara o puslu camlardan bakmak gibi..
dahası mı; dahası yanndan koşarak giden insanlara, tekerlekli sandalyeden bakmak kadar acı...

öyle bir yorgunluk ki; o benı kötürüm bıraktı..
kendı kendımı yorgunluğumla savaşmaktan yorulup mahkum ettım dört duvar arasına... sevgiler yaşanmak içindi, yaşamım yok..aileler ayakta durabılmek içindi ,duramıyorum.. dostlar seni sensiz bırakmazdı ama bn benı bnsız bıraktım.. suçlu kım düşünceler mi.. bn mi.. çizgiler mi... neyı sılmelıyım..